Hastanelerde fizik tedavi ve rehabilitasyon programı sırasında en çok üzerinde durulan konu egzersizdir. Egzersizin olmadığı, sadece fizik tedavi ajanlarının uygulandığı tedavinin etki süresi sınırlıdır. Amacımız fizik tedavi uygulamaları ile sağlanan rahatlıkla doğru ve düzenli egzersiz yapma bilincini üyelerimize aşılamaktır. Ortopedik ameliyatlar sonrası veya başka nedenlere bağlı olarak gelişen eklem sertliklerinde, ekleme normal hareketini kazandırmak ve eklem çevresindeki kasları kuvvetlendirmek için de özel egzersiz programları uygulanmaktadır. Aynı şekilde beyin ve omirilik hastalıkları başta olmak üzere, çeşitli nörolojik hastalıklarda kısmen yada tamamen kaydedilmiş fonksiyonları kazandırabilmek için çeşitli rehabilitasyon programlarımız mevcuttur.

Tüm Eklem – Kas Ağrıları

Bunlar kireçlenme, kırık-çıkık-zorlanma sonrası ağrılar olabildiği gibi ağrıyan yerde özel sorunlar da olabilir.

  • Bel – boyun – sırt ağrıları (fıtıklar, skolyoz, duruş bozukluğu, yumuşak doku ağrıları gibi…)
  • Omuz ağrısı (yapışıklıkları, kas yırtıkları vb…)
  • Kol – dirsek ağrısı (tenisçi dirseği gibi…)
  • El – el bileği ağrısı
  • Kalça – bacak ağrısı
  • Diz ağrısı (kireçlenme, menisküs ve bağ lezyonları gibi…)
  • Ayak – ayak bileği ağrısı
  • Osteoporoz (kemik erimesi)
  • Romatolojik sorunlar
  • Osteoartrit (kireçlenme)
  • Romatoid artrit (iltihaplı romatizma)
  • Akut eklem romatizması ve diğer tüm romatizmal hastalıklar
  • Ortopedik sorunlar
  • Artroskopi-antroplasti (Protez) ameliyatları sonrası rehabilitasyonu
  • Eklem kontraktürü (hareket kısıtlılığı) rehabilitasyonu
  • Kırık – çıkık – burkulma sonrası rehabilitasyonu
  • Sportif yaralanmalar sonrası rehabilitasyonu
  • Nörolojik sorunlar
  • İnme rehabilitasyonu
  • Omirilik yaralanmaları rehabilitasyonu
  • Beyin hasarı rehabilitasyonu
  • Multiplskleroz, Parkinson gibi nörolojik hastalıkların rehabilitasyonu
  • Kas hastalıklarının rehabilitasyonu

Boyun Ağrıları

Boyun ağrıları, her yaş grubunda karşılaşılabilen,yaşam kalitesini düşürüp iş gücü kaybına neden olan önemli bir sağlık problemidir.

Yüksek yastık kullanmak, yatarak televizyon seyretmek,uzun süreli masabaşı işleri(bilgisayar,daktilo vs..), yorgunluk ve stres gibi etkenler boyun ağrılarına sebep olurlar.

Boyun ağrısı nedenleri 3 temel grupta incelenir:

  • kas iskelet sistemi kaynaklı
  • boyun dışı bölgelerin hastalıklarında yansıyan ağrılar
  • boyun bölgesinim iltihaplı hastalıkları

özellikle günlük hayatta sıkça karşılaşılan kas ve iskelet sistemi kaynaklı ağrılar…

Akut(yeni başlangıçlı) boyun ağrısı nedenleri genellikle, boyun kaslarının ve yumuşak dokularının zorlanması ve boyun fıtığından kaynaklanır.

Boyun Kaslarının ve Yumuşak Dokularının Zorlanması

Travma, duruş bozuklukları, yaz aylarında klima kullanımı gibi nedenler boyun kaslarında kasılma (spazm) yaratmakta ve şiddetli ağrılara neden olmaktadır.Ağrı ense, sırt, omuzlar ve kollara kadar yayılabilmektedir.

Bu tür zorlanmalar boyun düzleşmesi denilen boyun omurlarının normal eğimini kaybetmesi ve düz bir hal almasına neden olabilmektedir.

Boyun Fıtığı

Boynumuzda 7 adet omur kemiği bulunmakta ve bunların arasıda kıkırdaktan yapılı disk denilen oluşumlar yer almaktadır. Disklerin ortasında jel kıvamında bir madde yer alır.Günlük hayattaki yukarıda sayılan nedenler ve kişisel yatkınlık boyun fıtıklarına neden olmaktadır.bu tür hastalar genellikle boyun ağrısı, tutukluk, kol ağrısı ve kolda elde uyuşma şikayeti ile başvurmaktadır.

Kronik(uzun süreli) boyun ağrıları nedenleri genellikle, boyun kireçlenmesi ve fibromiyalji(yumuşak doku travması) sendromuna bağlıdır.

Boyun Kireçlemesi

Genellikle ileri yaşlarda, kimi zamanda boyuna yönelik travma ve yapısal hastalıklarla ortaya çıkan bir hastalıktır.Kişiler boyun ağrısı.tutukluk, kolda güçsüzlük, ellerde zayıflık, kulak çınlaması, baş dönmesi, bulanık görme gib;.kemik, kas ve dolaşım problemlerinden kaynaklanan bir dizi şikayetten yakınmaktadırlar.Aslında boyun kireçlenmesinin içinde boyun fıtıklarıda yer almaktadır ancak genç yaşlarda görünen fıtıklardan farklı olarak buı tür fıtıklar daha ılımlı seyretmektedir.

Fibromiyalji

Yumuşak doku romatizmasıda olarak bilinen bu rahatsızlık genelde aşırı hassas ve titiz kişilik yapılı insanlarda sık görülür.Bu tür kişilerde sık olarak boyun, bel agrıları, sabah yorgun kalkma, devamlı kendini yorgun hissetme gibi şikayetler yer almaktadır.

Yukarıda sayılan rahatsıkların tanısında hastalıklarını bilmesi ve hekiminin önerileri doğrultusunda boyunlarını kullanması ve egzersizlerini ihmal etmemesidir.Yine her boyun fıtığının ameliyat gerektirmediği ve % 95 e varan oranlarda ameliyat dişı tedavilerle normal hayatlarını sürdürmesinin mümkün olduğu bilinmelidir.İlerlemiş fıtık ve diğer rahatsızlıklarda ameliyatta bir tedavi seçeneği olarak yer almaktadır.

Boyun Ağrısının Nedenleri

Boynumuz, günlük yaşamımızın getirdiği duygusal streslere, uygun olmayan tutuş biçimlerine, aşırı kiloya ve kazalar gibi etkenlere açık hassas bir bölgemizdir. Boyun ağrısının birçok nedeni olabilir. Bu nedenleri kısaca özetlersek:

Kötü Duruş ve Boynu Kötü Kullanma: Günlük hayatta boyun sağlığına uygun olmayan her yanlış hareket ve duruş; omur, disk, eklem ve bağ dokusunda yıpranmaya sebep olur. Boyunda doğal eğimin kaybolması boyunu kötü kullanmanın en önemli bulgusudur.

Boyun İncinmesi

Boyunun imkan verdiği normal hareketinden daha fazla bir zorlama sonucunda disk, kemik, bağlar ve eklemlerde incinmeler olabilir. Genelde araç içi trafik kazası sonrası boyundaki aşırı hareket ve zorlamadan dolayı giderek artan boyun ve kol ağrısı izlenebilir.

Boyun Tutulması, Kas Spazmı

Genellikle boyunu destekleyen kasların aşırı gerilmesi ile oluşur. Ağır bir şey kaldırmak, aşırı spor, iş aktivitesi, yanlış masa başı çalışması kas spazmına neden olabilir. Ayrıca yanlış pozisyonda uyuya kalma, yüksek yastık ve kötü seyahat şartları da boyun tutulması yapabilmektedir. Çoğu zaman basit tedaviler ile spazm ve tutulma çözülmektedir. “Miyofasial ağrı, Fibromiyalji , Fibrosit ve Miyozit” (yumuşak doku romatizmaları) diye adlandırılan uzun süreli kas ağrısında, kas içersinde ağrıyı tetikleyen noktalar ve elle de hissedilebilen düğmecikler mevcuttur.

Boyun Fıtığı

Her iki boyun omuru arasında yastık görevi yapan jölemsi kıkırdak disk dokusunun omurilik ve kola giden sinirlere doğru taşmasıdır. Basının büyüklüğü ve etkinliğine göre boyun ve kol ağrısı, kol kaslarında kuvvet kaybı, ellerde his kusuru, uyuşma ve beceriksizlik görülebilir. Eğer omur iliğe doğru bası olur ise yürüme zorluğu, bacaklarda kuvvetsizlik ve idrar şikayetleri de görülebilmektedir. Klasik tedaviye rağmen şikayetler geçmiyor, ciddi omurilik ve sinir basısı var ise; o zaman tedavi cerrahidir.

Diskte Dejenerasyon, Kireçlenme

Yaşın ilerlemesi, omurganın kötü kullanılması sonucu kemik yapıda, bağlarda ve disklerde yıpranma başlar. Vücut doğal tepkisi olarak bu yıpranmış dokuları kireçlendirir. Oluşan yeni kemikçikler, taşlaşmış bağlar ve daralmış disk mesafeleri sinirlere bası yaparak boyun, kol ve genel vücut ağrısına sebep olabilmektedir. Omurilik basısı yaparak el ve ayaklarda uyuşma, kuvvetsizlik oluşabilmektedir.

Gerilim, Stres, Sigara

Ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarımız boyun ağrısını artırır. Boyunda sürekli gerginlik ve ağrılı noktalar tespit edilebilir.

Omurga Kanalında Daralma

Özellikle ileri yaşlarda ellerde uyuşma, kuvvetsizlik ve beceriksizlik, yürümede zorluk ve el-ayaklarda his kusuru görülebilmektedir. Omuriliğin ve/veya sinirlerinin geçtiği kanalların daralması ve omurilik beslenmesinin bozulması ile seyreder.

Osteoporoz, Kemik Erimesi

Kemiklerde kofluğa ve yumuşamaya yol açarak kolay kırılmaya ve dolayısıyla ağrıya sebebiyet verir. Beslenmede kalsiyum ve D vitamini eksikliği, hareketsiz yaşam, erken menopoz, aşırı alkol tüketimi, kortikosteroidler osteoporoz riskini arttırır.

Romatizmal Hastalıklar

Vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine savaş açması sonucu oluşur. Omurgadaki normal kemik ve kıkırdak dokuları hasara uğrar. Romatoid artrit, anklozan spondilit gibi hastalıklar boyun hareketlerinde kalıcı kısıtlılık yapabilir. Sabahları görülen yarım saatten fazla süren eklem sertliği ve hareket zorluğu romatizmal hastalıklar için tipiktir.

Omurga Kırıkları, Omur Kayması

Bazen kaza ve başka sebeplerden zarar görüp çatlayabilir, bütünüyle kırılabilir. Travma şiddetiyle boyun omurları kayarak omuriliğe zararverebilir. Ciddi omurilik ve sinir kesileri görülebilir.

Bilgisaray Kullanımı Kaynaklı Rahatsızlıklar

Yakın zamanlarda yapılan bir araştırmada devlet kurumunda çalışan, 104 bilgisayar kullanıcısının % 90’ında boyun , kollar ve bel ile ilgili rahatsızlıklar olduğu saptanmıştır.

Bilgisayar Kullananlarda En Sık Görülen Mesleki Kas İskelet Hastalıkları
  • Boyunda kas zorlanması, (gergin boyun sendromu)
  • El bileğinde sinir sıkışması (karpal tünel sendromu)
  • Başparmak ve el bileğinde tendon iltihaplanması
  • Omuz ve dirsekte tendon iltihaplanması

Belirtileri
  • Ağrı
  • Kollarda ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük
  • Hareket güçlüğü
  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Aile ve işyeri fonksiyonlarında bozulma

Fiziksel Risk Etkenleri
  • Tekrarlamalı ve zorlamalı klavye ve mouse kullanımı
  • El bileği ve elin, dirsekler, omuzlar ve boyunun kötü pozisyonlarda kullanımı
  • Kötü pozisyonda oturma
  • Uzun süreli aynı pozisyonda çalışma
  • İş istasyonunda, oturma yerinin, masanın, ekranın, klavyenin ve mouse’ un yüksekliğinin ve kullanımının çalışana uygun olmaması
  • Aydınlatma, sıcaklık, nem gibi çevresel etkilerin yetersizliği

Tedavi

Mesleki Kas İskelet Hastalıklarının belirtileri tanınır ve geç kalınmadan doktora başvurulursa, tedavide başarı şansı artar. Tedavi geciktikçe zorlaşır.

Tedavi için ilaç, fizik tedavi ve cihaz kullanımı gibi yöntemlerle ağrı azaltılır. Korunma ve ergonomi eğitimi ve ergonomik iyileştirmeler ve işe başlamadan önce ve çalışma sırasında uygulanabilen kasları güçlendiren, gevşemeyi sağlayan egzersizler tedavinin esasıdır.

Sağlığınız İçin Spor

İnsan en basit tanımıyla “hareket eden bir organizmadır”. Tıp ve doğa bilimciler insanı bir cümle ile tarif ederken, insanın doğasında hareketin bulunduğunu vurgulamışlardır. Gerçekten günümüz modern yaşamında teknolojinin getirdiği imkanlar (araba, asansör vs.) ve egzersiz yapmak için yeterli zaman ve mekanının bulunamayışı; insanı doğasından uzaklaştırmış ve bunun sonucu birçok kronik hastalık baş göstermeye başlamıştır. İnsanoğlu için egzersiz bir yaşam alışkanlığı şeklinde bulunması gereken bir olgudur. Bu şekilde aktif, üretken ve kaliteli bir yaşam sürmenin yanında hastalıklardan korunmak mümkün olmaktadır. Özellikle genç yaşlarda spor yapmak çok önemlidir. “Ağaç yaşken eğilir” cümlesinde ifadesini bulan kavram fizyolik açıdan doğrudur. Özellikle 16-21 yaşları arasında yapılan sporla potansiyelimizin en üst noktasına erişmek mümkün olabilmektedir. Bu sayede kalan yaşantımızın sağlıklı geçmesi için bir potansiyel sağlamak mümkün olacaktır. Unutulmaması gereken önemli bir husus spordan maksimum verimi elde edebilmek için düzenli olarak spor yapmamız gerektiğidir. Düzenli spor yaparak sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da bir çok kazanım elde edebiliriz. Amerika Birleşik Devletleri’nde 14.221 lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre spor yapan gençlerin spor yapmayanlara oranla daha iyi beslendikleri, şiddete daha az başvurdukları ve insani ilişkilerinin daha iyi olduğu tespit edilmiştir.

Egzersiz yaparken…,

Her işimizde olduğu gibi egzersizinde kurallarına uygun ve doğru bir şekilde yapılması gerekir. Hepimizin mesleğimizle ilgili alanlarda, konusunda bilgili olmayan başkalarının yanlış uygulamaları dikkatlerimizi çekmiştir. Aynı durum yaptığımız sportif aktivite içinde geçerlidir. Öncelikle herkesin egzersiz gereksiniminin bir diğerinden farklı olduğunun kavranması gereklidir. Her birey farklıdır ve her birey için farklı öncelikler söz konusu olabilir. Bireyin yaşı, kondisyon düzeyi, sağlık durumu gibi çok çeşitli değişkenler egzersiz programının içeriğini etkilemektedir. Özellikle belli bir yaş üzerinde egzersiz yaparken veya egzersize yeni başlayanların dikkatli olması gereklidir.

Ailesinde kalp hastalığı hikayesi bulunan, sigara içen, kolesterol, tansiyon, şeker problemi olan, fazla kilo veya stresli bir yaşam tarzı bulunan bireyler bu sayılanlardan biri veya bir kaçına sahipse muhakkak bir spor hekimi kontrolünden geçtikten sonra spora başlamalarında fayda bulunmaktadır. Günümüzde en sık gözlenen hastalıklar olan kalp-damar rahatsızlıkları (tüm ölüm nedenlerin %50’si) çok erken yaşlarda başlamakla beraber, özellikle erkekler için 35, kadınlar için 40 yaşından sonra önemli bir risk oluşturmaktadır. Özellikle egzersiz esnasında nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetleri olanların muhakkak bir check-up’ tan geçmesi gereklidir.

Hangi Egzersiz, Ne Sıklıkta, Hangi Yoğunlukta ve Ne Kadar?

Egzersizin bahsettiğimiz hastalıklardan korunma, kondisyonun gelişimi ve kilo verilmesi gibi faydalarından yararlanılabilmesi için bilinçli yapılması gereklidir. Büyük kas gruplarını kullanıldığı yürüyüş, bisiklet, jogging, koşu, yüzme, tenis gibi sportif aktiviteler sağlık için daha faydalı bulunmaktadır. İspatlamış herhangi bir sağlık problemi bulunmayan bireyler bu sporları ideal olarak her gün, ama haftada en az 3-4 gün yapmalıdırlar. Bu konudaki en iyi davranış egzersizin yemek yemek, dişleri fırçalamak gibi bir yaşam alışkanlığı halini almasıdır. Egzersizin süresi en az yarım saat, ideal olarak 45 dakika sürmesi gereklidir ve efor süresince egzersiz herhangibir kesintiye uğramamalıdır. Örneğin tempolu yürüyüşlerde 20 dakika kadar egzersize devam ettikten sonra bir 10 dakika soluklanma veya vitrin bakma gibi verilen aralar egzersizin etkinliğini sıfıra indirmektedir. Çünkü vücudumuz egzersize başladıktan ortalama 20 dakika sonra enerji kaynağı olarak yağlar yanmaya başlar ve eğer egzersiz 30-45 dakika kesintisiz sürerse, egzersizden sonra bile 1 ila 4 saat yağlar yanmaya devam eder. Egzersiz yapılırken dikkat edilmesi gereken en kritik nokta yapılan eforun şiddeti, yani yoğunluğudur. İdeal olarak spor hekiminizin size yaptığı efor testi sonucu egzersiz nabzı belirlenebilmektedir. Her birey için bu egzersiz nabzı değişmektedir ve bu limitler aşılmamalıdır. Bir hekim tavsiyesi alma imkanı yok ise eforunuzun yoğunluğu; siz egzersiz yaparken ıslık çalmanızın veya yanınızdaki ile konuşmanızın mümkün olacağı bir egzersiz şiddetinde olması gereklidir. Tabii egzersiz yoğunluğu çok hafifte olmamalıdır ve egzersiz esnasında tatlı şekilde bir ter atmanız gerekmektedir.

Sağlık için en ucuz ve etkili önlem hasta olmamaktır. Koruyucu hekimlik hizmetleri ülkemizde en çok ihmal edilen alanlardan bir tanesidir. Bugün ülke bütçelerinin önemli bir bölümünü sağlık harcamaları oluşturmaktadır. A.B.D.’de 1993 yılında yapılan bir araştırmaya göre sadece kalp-damar rahatsızlıkları nedeniyle bir yılda 117 milyar $ (Türkiye’nin tüm dış borcu kadar) para harcanmıştır. Görüldüğü üzere sağlığın kaybedilmesi insani boyutunun yanında ekonomik olarak da bireyleri ve ülkeleri etkilemektedir. Günümüzde gelişmiş ülkelerde hareketliliği tekrar kazanmak bir devlet politikası haline gelmiştir.

Daha önce bahsedildiği üzere kalp hastalığı risk faktörlerin başında sporsuz yaşam tarzı gelmektedir. Dolayısıyla kalp hastalıkları başta olmak üzere hastalıklardan korunmak için düzenli egzersiz yapmalıyız.

Kaliteli ve üretken bir yaşam sürmek ve hastalıklardan korunmak için spora ideal olarak çocukluk yıllarında başlamak gereklidir. Ancak spora başlamak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmayız. 70 yaşında eklem sertliği ve kemik erimesi olan, hiç egzersiz yapmamış ev hanımlarına bile ilaç tedavisinin yanında tedavi olarak egzersiz yapılması önerilmektedir.

Yumuşak Doku Romatizması ya da Fibromiyalji Sendromu (FMS) Nedir?

FMS; yaygın kas ağrıları, yorgunluk, bitkinlik ve uyku bozukluğu ile seyreden kronik bir hastalıktır. Toplumun % 2 kadarında görülür. Hastalık kadınlarda çok daha sık görülür.çocukluk çağında bile görülebilir. Kaslarda, fibroz dokuda, bağlarda ve kirişlerde ağrı vardır. Sık rastlanan ve sebebi bilinmeyen bir kronik ağrı sendromudur.

FMS’ de röntgen filmleri, kan tahlilleri ve kas biyopsileri normaldir. Teşhis tamamen hastanın ifadesine ve doktorun muayenesine göre konulur. Bir hastaya FMS demek için ağrıların en az 3 ay sürmesi, sabah yorgunluğu ve vücutta belli sayıda hassas noktaların olması gerekir.

Belirtileri Nelerdir?

Yaygın kas iskelet sistemi ağrıları hastaların en önemli şikayetidir. Ağrı, genellikle hastanın bir bölgesinden başlar ve bütün vücuduna yayılır. Boyun, kürek kemikleri arası, bel, baldırlar, sırt ağrının en çok yerleştiği yerlerdir. Ağrı, yanıcı, kemirici ve sızlayıcı olarak tanımlanır. Ağrı günün saatleri içinde fiziksel aktivite, uyku ve stres durumuna göre değişir. Ağrı bazen çok şiddetli olabilir. Nemli hava, soğuk, yorgunluk ve uykusuzluk ağrıları artırır

Hastanın genel durumunun değerlendirilmesinde bir bozukluk yoktur, ancak hassas noktalar adını verdiğimiz ağrı noktaları vardır.

FMS’ li hastaların % 90’ında orta veya ileri derecede yorgunluk, dayanıklılıkta azalma ve bir çeşit tükenmişlik hali vardır, bazen yorgunluk ağrıdan daha önemli olabilir.

FMS’ li hastaların büyük çoğunluğunda uyku problemleri vardır. Bunlar derin uyku uyuyamazlar ve gece boyunca sık sık uyanırlar ve sabahları yorgun kalkarlar. Bazı hastalarda ise fazla uyku vardır. Firomiyalji sendromlu hastalarda, uykunun süresinden çok dinlendirici olmaması önemlidir. Uykusuzluk ve yorgunluk, keyifsizlik, ilgisizlik, dayanıklılık azalması ve tükenmişliğe yol açar.

Ruhsal Yapıyı Nasıl Etkiler?

Ruh halindeki değişiklikler, FMS da sık görülen bir bozukluktur. Hastaların çoğunda bir hüzün, bir yıkılmışlık vardır. Hastaların 1/4′de belirgin bir depresyon bulunur. Ancak hastaların çoğunda depresyona ait belirtiler vardır. FMS’ li hastalar aynı zamanda asabi ve tahammülsüz insanlardır.

Bu hastaların bir işe yoğunlaşma ve basit problemleri çözme kabiliyetleri azalır.

Diğer Belirtileri Nelerdir?

Baş ağrıları, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ağrıları, göğüs ağrıları, sık idrara çıkma ve acil idrar yapma isteği sık görülen şikayetlerdendir.

Ayrıca cinsel isteksizlik ve erken boşalma görülebilir. Cinsel isteksizlik özellikle kadınlarda aile içi huzuru bozacak kadar şiddetli olabilir.

FMS’ de çene eklemi ağrıları, kramplar ve kulak çınlamaları olabilir.

Hastalık Kimlerde Görülür?

Hastalık daha çok kadınlarda görülür. Erkeklerde ve küçük çocuklarda bile görülebilir. Menopoz döneminde görülme sıklığı ve şikayetler artar.

Sebepleri Nelerdir?

Fiziksel ve ruhsal travmalar, ekonomik kayıplar, bir yakının kaybedilmesi, enfeksiyon hastalıkları, hormonal bozukluklar fibromiyalji sendromuna sebep olabilir. Ayrıca genetik faktörlerin de hastalığın gelişiminde rolü vardır. İklimin fibromiyalji sendromu gelişiminde etkisi yoktur, ancak soğuk ve nemli hava fibromiyalji sendromunda şikayetleri artırır.

Fibromiyalji Sendromu Hangi Hastalıklarla Birlikte Görülebilir?
  • Kronik yorgunluk sendromu
  • Migren ve diğer baş ağrıları
  • İrritabl kolon sendromu (kolit)
  • Miyofasial ağrı sendromları
  • Huzursuz bacak sendromu
  • Diğer romatizmal hastalıkların seyri esnasında görülebilir.

Fibromiyalji Sendromu Nasıl Tedavi Edilir ?

İlaçlar : Fibromiyalji sendromu tedavisinde kullanılan ilaçlar daha çok, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek, yorgunluğu gidermek amacıyla kullanılır. Antidepresan ilaçlar etkili dozda kullanılmalıdır, ve uzun süreli kullanılmalıdır. En uygun ilacı bulmak bazen zor olabilir. Hastanın şikayetleri 2-4 haftadan sonra azalmaya başlar. Ayrıca kas gevşetici ve ağrı kesiciler kullanılabilir.